OrtacaTv

O GEMİ KALPLERİ DE TEMİZLER Mİ?

O GEMİ KALPLERİ DE TEMİZLER Mİ?
Hb./Yorum; Necati KAMBUR /Son günlerde ilgimi AK Parti Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Prof.Dr. Aydın Ayaydın çekmeye başladı. Geçmişte ki akademik kariyerine ve siyasi hayatına saygı duyduğumuz Sayın Ayaydın yaklaşık 10 yıldan bu yana Bodrum’da yaşayan, ama siyasete ara vermiş birisi olarak hayatını devam ettiriyordu. Yaşamını devam ettirdiği Bodrum’dan başlamak üzere Muğla’nın hiçbir sorunu ile ilgilenmeyen ya da ilgilendiğini bizim göremediğimiz bir kişiydi. Muğla Halkı’ndan öte, Ak Parti teşkilatlarının da aday olana kadar Aydın Ayaydın hakkında fazla bilgisi olduğunu da sanmıyorum. Hatta Bodrum’da yaşadığını da bilen az sayıda insan vardır.
Sonra bir gün Sayın Ayaydın’ın aday olabileceği konuşulmaya başlayınca başta Ak partililer olmak üzere şaşırdı kaldı. Çünkü CHP’li olarak bilinen Sayın Ayaydın’ın çok farklı isimler konuşulurken birden bire Büyükşehir Belediyesi’ne adaylığı konuşulmaya başladığında birçok kişi “Hadi canım, o kadar da olmaz herhalde?” diyerek şaşkınlığını dile getirmişti.
Sayın Ayaydın’ın kendisinin de söylediği gibi kimseye sormadan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan tarafından AK Parti Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak açıklandı. Ve yaklaşık 10 yıldan bu yana Bodrum’da kendi halinde yaşamını sürdüren Sayın Ayaydın, birdenbire Muğla aşığı, idealist, kendini Muğla Halkı’na hizmet etmek için adamış, çiftçinin, öğrencinin, emeklinin yaşadığı sorunları kendi sorunları gibi gören birisi oluverdi.
Sayın Ayaydın kendini o kadar çok kaptırdı ki iktidar partisinden aday olduğunu unutup hükümetin yanlış tarım politikaları yüzünden zor duruma düşen, ürününü satamayan çiftçiye sizin sorununuzu çözemediler ben çözeceğim diyor. Muğla’nın koylarını özelleştiren, vatandaşın denize girecek yeri kalmayana kadar koyları şahıslara ve şirketlere kiralayan benmişim gibi “Başkan olduğumda halkımız için en lüks plajlardan daha lüks halk plajları yapacağım, vatandaşlarımız buralara ücretsiz girecek. Özelleştirme ile sizden alınan sahilleri ben size geri vereceğim” diyor. Ama belediyenin elindeki halk plajını AK Parti Milletvekilinin gururla “İnlice Plajı’nı belediyenin elinden aldık” demesini unuttu, ya da bilmiyor. Bilerek ya da bilmeyerek çözeceğim dediği sorunların kaynağı olan iktidarı eleştiriyor. İktidar çiftçiyi unuttu, ben hatırlayacağım diyor. İktidar sahilleri özelleştirdi. Ben halka gerivereceğim diyor. Ve bu sorunları sorunu yaratan iktidar sayesinde çözeceğim diyor.
Son olarak ta Marmaris ve Fethiye Körfezi’nin temizlenmesi için gelen gemi olayı var. Vallahi helal olsun Sayın Ayaydın’a, Ak Parti Muğla Milletvekillerinin, Ak Parti İl Başkanının, ilçe başkanlarının, belediye başkanlarının etkileri de yetkileri de yokmuş. Bu kadar önemli bir sorunun çok basit bir çözümü varmış. Sayın Ayaydın sadece bir telefonla yıllardan bu yana kronikleşmiş bir sorunu çözdü. Tak diye gemi geldi. Bu hafta da temizliğe başlayacak.
Buraya kadar sorun yok gibi duruyor. Ama benim kafama takılan sorular var. Cevaplarını bulamıyorum. Sayın Ayaydın Muğla’ya hizmet etmeniz için büyükşehir belediye başkanı olmanıza gerek yokmuş. Başkan olmasanız da Sayın Cumhurbaşkanı’na telefon açarak Muğla’ya hizmet gelmesini sağlayabiliyormuşsunuz. Her açıklamanızda Muğla’nın sorunlarını ve çözümlerini de bildiğinizi söylüyorsunuz. Bulduğunuz çözümlerin büyük çoğunluğu da iktidar tarafından çözülebilecek sorunlar. Mesela son çözdüğünüz sorun olan körfezlerin temizliği gibi. Neden 10 yıldan bu yana yaşadığınız Muğla için kılınızı bile kıpırdatmadınız? Muğla Sevdalısı olmanız için Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmanız mı gerekiyordu? Neden bunca yıldır bu sorunların çözümü için yardımcı olmadınız? Vatana, millete, yaşadığınız ile hizmet etmek için illa ki aday mı olmanız gerekiyordu?
Çok sevdiğiniz Muğla’nın sorunlarını milletvekilleri ve Muğla’da iktidarın diğer temsilcileri çözemedi siz bir telefonla gemi getirttiniz. Yine dalında kalan narenciyenin satın alınarak tüm Türkiye’de Tarım Kredi Kooperatifleri’nde satılması içinde Sayın Cumhurbaşkanına bir telefon açsaydınız. Ya da yetersiz okullar nedeni ile ikili öğrenim gören, sabahın karanlığında okula gitmek zorunda kalan çocuklarımızın sorununu çözmek için bir telefon açsaydınız. Muğla’nın başka bir sorunu hastanelerde ki yetersiz doktorlar nedeni ile sıra alamayan hasta vatandaşların sorunlarını çözmek için bir telefon açsaydınız.
Ve keşke bunların hepsini aday olmadan önce de yapsaydınız da biz de sizin Muğla sevdalısı bir Bodrumlu olarak görebilseydik. Şimdi bu söylemler ve yapmayı vaat ettiğiniz hizmetler, seçim kazanmak için Sayın Cumhurbaşkanı tarafından “Sayın Ayaydın Muğla’da seçmenlere aklına ne geliyorsa söz verebilirsin. Her şey serbest” demişte sizde buna istinaden aklınıza geleni söylüyormuşsunuz, vaat ediyormuşsunuz gibi duruyor.
Size oy versin ya da vermesin seçmenler aday olmadan önce sizi nasıl hiç görmediyse ve tanımıyorsa seçimi kaybederseniz, yine bir daha hiç göremeyeceğine inanıyor. Yerel seçim öncesi Muğlalı seçmenin hayatına nasıl girdiyseniz, seçimden sonra da hiç girmemişsiniz gibi çıkıp gideceğinizi düşünüyor.
Ne yazık ki seçim atmosferi seçim kazanma hırsını da beraberinde getiriyor. Ve bu hırs insanın gönül gözünü kör ediyor, kalbine fesatlık sokuyor, kirletiyor. Keşke Marmaris ve Fethiye Körfezi’ni temizlemek için gelen gemi bu kalpleri de temizlese.
O gemi kalpleri de temizler mi?
Saygı ve sevgiyle kalın…
Please follow and like us: